14 Şubat 2009 Cumartesi

Kahve Molası

Kahvemden bir yudum alıyorum, içime çekiyorum kokusunu, nefesimi hemen vermiyorum tadına iyice varıyorum. Oturduğum masa kirli, sade fakat tam karşıdan alıyor gelip geçenleri. Gözümü kapatıyorum, sesler bir o kadar anlamsız ve anlaşılmaz. Kuru gürültü söz konusu kendi adıma. Bilindik gülmeler, bilindik sohbetler, çekiştirmeler tanımadıklarımın tanımadıklarıma yaptığı. Gözümü açıyorum ve ademin çocukları birbirine benzer hareketlerde yine. Sıradanlaşıyoruz, birbirimize benziyoruz. Acılarımız aynı, sevinçlerimiz bir....

Her insan farklı bir mevsim derler, fakat yitiriyoruz galiba özelliklerimizi. Toplumun bireyi olmak adına yıkıyoruz idealleri, prensipleri. Eğer var olmak içinse bütün bunlar, yürüyoruz farkında değiliz yokluğumuza. Göze alanları bekliyoruz belki, ilk kurşunun atılmasını. Ve o zaman yürümeyi düşlüyoruz beraber, bulmayı bekliyoruz kaybettiğimiz benliğimizi.

Var olmak istiyorsak eğer bu tutsaklıkta, tepkimizle, düşüncelerimizle yürümeli ve korumalı geçtiğimiz yollarda...

Comme D'habitude

Hiç yorum yok: