6 Kasım 2009 Cuma

Uzun Gece (1. bölüm)

SAAT: 00.15

Gece bu sefer erken indirmişti karanlığını gökyüzüne. 2 yatak odası olan , kütüphanenin büyük yer kapladığı orta genişlikte ingiliz kır tarzı salondan , orta büyüklükte mutfaktan ve küçük bir banyodan oluşan dairesinin kapısına dayandı. Anahtarlarını pantolonunun sağ cebinden zorlukla çıkarabildi. Birkaç başarısız denemenin sonunda anahtarı kapının kilidine denk getirmişti. Oğlu Sezgin ile rütin haftasonu buluşmalarından birini yapmış ve bir kaç duble de içmeyi ihmal etmemişti. İçeri girdiğinde kahve makinasının yaydığı kokuyu duydu. Açık unutmuştu anlaşılan. Ancak unutkanlığına takmak yerine yorgunluğuna iyi gelecek -sarhoşluğu yorgunluğa benzetirdi- bir fincan hazır ısınmış Colombia kahvesine sevindi. Fincanın yarısına kadar kahvesini doldurdu ve makinanın off tuşuna bastı. Başı dönmeye başlamıştı yine, bugün fazla hareketli geçmişti onun için, farkındaydı. Tansiyonuna iyi gelebilecek bir Diuretics attı ağzına ve koca bir yudum kahve sonra. Yarım saat sonra uyuyacaktı...


SAAT: 03.00

Büyük şehirde gürültü de büyük oluyordu, bitmiyordu, kesilmiyordu. Alt komşusunun 86 model Volkswagen Golf'ünün her gece olduğu gibi yine alarmı ötüp uyandırmıştı. Koca bir bardak su alıp balkona çıkmış, karanfilli sigarasını yakmıştı. Dumanı soğuk havaya doğru üfledi. Telesekreterine bırakılmış mesajları kontrol etti, bilindik bir iki mesajdan sonra Darcie'nin -eski eşi- soğuk duş etkisi yapan o mesajını duymuştu;

- ... Fuat mesajı aldığında hemen ara! Sezgini hastaneye kaldırmışlar, evinde yangın çıkmış, dumandan zehirlenmiş. Beni yeni aradıla....

Dizini halıya dayamış başını yere eğmişti. Ne görebiliyordu ne de duyabiliyordu, boşlukta sıkışmıştı. Derin derin nefes aldı iki-üç kez. 10 dk. sonra yola çıkmıştı.....

Comme D'habitude

Hiç yorum yok: