12 Kasım 2009 Perşembe

Yağmura çekti bedenini, her bir damla ...

Yağmura çekti bedenini, her bir damla ...
Rüzgara karışmıştı o; damlalar, geçercesine içinden gömüyordu günahları çarpacağı toprağa. Ve her yağmur zamanı, aklanırken biraz daha vicdanlar, yapılmayacağı yapıp bulaşırdı toza çamura. Ardı sıra gelişiydi bu hayatın sanırım algılarda ya da beslenen hayallerdi, yaşanası olana kavuşma isteğiydi yaşamlarda. Koruma içgüdüsüyle ümitleri, şimşekleri çakıp kaydırmaktı diğer damlaları, titreyen camlarda. Yağmur kokusuna sinmeye çabalarken, yeni buluşmalar ayarlamak kara bulutlarla. Gökkuşağının düştüğü yeri bulma isteği ile arama yöntemlerimizin çelişkiler oluşturması hep sonuç olurken durdurabilen olmuşmuydu bu mevsim kendi yağmurlarını ?


Yağmurlarımıza ihtiyacımızın kalmadığı günler için...


Comme D'habitude

Hiç yorum yok: