24 Kasım 2009 Salı

Uzun Gece (2. bölüm)

03:25

Anayoldan gitmek yerine ara sokaklardan geçerek 10-15 dakika gideceği yere geç varmayı yeğlerdi genelde. Çünkü İzmirinin kartpostallarda klasikleşmiş kapaklarını görmek yerine, bölgenin ruhunu taşıyan ara sokaklardan geçmek şehriyle bir nevi bütünleşmesi anlamı taşıyordu. Ama şuan bu düşüncelerin çok uzağında Mustafa Kemal Sahil Blvr.'nda pedalı körükler halde zikzaklar çizerek ilerliyordu.


Sezginin çocukluğundan beri yaptığı şeydi bu kötü şakalar. İlkokulda koro çalışmalarında bayılması, lisede basketbol turnuvasında kolunu kırması vs. Ancak bu seferki şakası kaldırılamayacak türdendi. Evden çıkmadan önce Darcie'nin numarasını tuşlamış, sezginin son durumunu almıştı. Sezginin dairesi, üç tarafının dar sokaklarla çevrelendiği beş katlı binanın dördüncü katındaydı. Yangın binanın zemin katındaki balık restoranında başlamış, tüpün patlaması ile binanın giriş bölümüne kadar yayılmış ve binayı dumana boğmuştu. İtfaiye ekipleri yangını söndürdürmeleri sırasında sezgini dairesinde baygın bulmuşlar ve ilk yardım ekipleri Ege U. T. F. Hastanesi Nöroloji bölümüne kaldırmışlardı. Karbondioksitten zehirlenmesi bir yana beynin bir süre oksijensiz kalmasından dolayı kalıcı veya geçici zarar olabilirdi. Bu düşünceleri kafasından hemen attı. Hayatı boyunca çok iyi öğrendiği iki şey vardı; birincisi insanın öngörüleri iyimser olmalıydı ki sonuç ta iyi olsun, ikincisi ise her ne durumda olursa olsun kendi kontrolünü kaybetmemeliydi.

Telefonu çalmaya başladı. Darcie ile konuştuktan sonra torpido gözüne atmıştı, bulamıyordu. İçindeki sıkıntı daha da artıyordu...

Comme D'habitude

Hiç yorum yok: