23 Mart 2010 Salı

Dilek



Büyü küçüğüm, anılarımdaki iz düşümünle, düşüncelerimi yanlızlıklarımda ele geçirişinle birlikte uzakta. Büyü küçüğüm, açmayı bildiğimiz yaralarımızı nasıl sarmayı becerdiğimizi unutmadan. Büyü küçüğüm, kilit üzerine kilit vurduğumuz bende saklıların üzerine yürüdüğümüz gibi korkmadan. Büyü küçüğüm, küçük mutluluklarımızdan bile en güzel tebessümlerimizi çıkartığımızdaki gibi azımsamayarak. Büyü küçüğüm, en değerli olanın kendimiz olduğunu anladığımızdaki günden beri nasıl hareket ettiğimiz gibi, biraz bencilce. Büyü küçüğüm, doğru kararların nasıl karanlığı güneşe çevirdiğini, yanlışların ise gidilen yolu nasıl tıkadığını gördüğümüzdeki gibi, ders çıkararak. Büyü küçüğüm, gözyaşının gözyaşıma karıştığını bir zamanlar, gülümsetebildiğimizde birbirimizi gülümseyebildiğimizi bilerek. Büyü küçüğüm, düne rağmen ayakta oluşumuz gibi, sevgisizlikte sevgimizi yitirmediğimiz gibi, nefretimizin önüne geçtiğimiz ve bizi biz yapanın değerini bildiğimiz gibi özgürleştirerek kendimizi, büyü.

Comme D'habitude

Hiç yorum yok: